Firmalardan
Biota Laboratuvarları, inovasyon yatırımları ile büyüyor
10 markası ve 400’ü aşan inovatif ürünü ile dermokozmetik pazarının önde gelen şirketi Biota Laboratuvarları, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da pazar lideri konumunu güçlendiriyor. 2017 yılı hedeflerini büyüten şirket, bitkisel içerikli ürünleriyle, Amerika’dan Avrupa’ya, Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya kadar birçok ülkede güzellik ve sağlık sorunlarına etkin çözümler üretiyor.
Biota Laboratuvarları’nın ardındaki en büyük gücün ‘inovasyon ve arge yatırımları ile yüzde 100 bitkisel üretim’in olduğunu belirten Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar, “Biota inovasyonu geleceğinin ve gelişiminin kaynağı olarak görmektedir. Tüketici ihtiyaçlarının değerlendirilmesi sonucunda geliştirdiğimiz inovasyonlar dışında, mevcut ürünlerin yenilenmesinin yanısıra arge merkezimiz devrim niteliğinde ürünler geliştirmektedir. Bundan 10 yıl önce Türkiye sınırlarını aştık ve markalaşma sürecine girdik. Bugün dünya markası olma yönünde hızla ilerliyoruz” dedi.
Biota Laboratuvarları Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar, İstanbul-Sarıgazi’de bulunan fabrikada merkezinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmasına, şirketin kuruluş öyküsünü anlatarak başladı. “Bir hayal ile 2002 yılında başlayan yolculuğumuz, gururla belirtmeliyim ki, bugün ülkemizde ve dünya çapında başarılarla devam ediyor” diyen Dündar, Biota’nın 14 yıllık öyküsünü satır başları ile şöyle anlattı:
“1972’de Almanya’da doğdum, işletme eğitimimi bu ülkede tamamladım ve 1999 yılında Türkiye’ye döndüm. Küçük yaşlardan beri bitkisel ürünlere ilgim oldu. Bu işe hobi olarak başladım. Günlerim laboratuvarlarda geçti. Önce tüyleri azaltan Bioder ürününü keşfettim. Bu formül üzerinde çalışırken, bugün alanında pazar lideri olan Bioxcin ürünümüzün temelini oluşturan ‘saçların dökülmesini önleyen’ formülü buldum. Daha sonra da biriktirdiğim bu bilgiyi, kendi şirketimi kurarak insanların hizmetine sunmayı istedim.”
Yüzde 100 Türk şirketi olarak, 50 milyon dolar yatırımla kurdukları Biota fabrikasının bugün Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın üçüncü büyük dermokozmetik tesisi olduğunu belirten Cihat Dündar, “2002 yılında 15-20 kişi ile başladığımız üretime bugün yüzlerce çalışanımız ile devam ediyoruz. Üretim kapasitemiz 25.000 ton/yıl şampuan, 3.000 ton/yıl krem jel ve 3.000 ton/yıl serum toniktir” dedi.
Dündar’ın verdiği bilgiye göre Biota Laboratuvarları; Biota 59 Elements, Bioxcin, Bioblas, Bioder, Nutraxin, Restorex ve Biobaby gibi farklı markalarıyla, farklı kategorilerde operasyonlarını sürdürüyor. Biota’nın eczane kanalı markaları; Bioder, Bioxcin, Biobaby ve Nutraxin Türkiye çapında 24.000’den fazla eczanede tüketici ile buluşuyor. Market kanalı markaları; Bioblas ve Restorex; hipermarketlerden zincir mağazalara binlerce noktada satışa sunuluyor. Perakende markası Biota 59 Elements; saç, cilt, vücut bakım, anne-bebek ürünleri, renkli kozmetik, koku grubu ve ek besin takviyeleri ile aksesuar olmak üzere 8 ayrı kategoride ve 400’ün üzerindeki ürün gamı ile Biota mağazalarında tüketicilerine ulaşıyor.
“Bizim farkımız ürünlerimizin bitkisel olmasıdır” diyen Cihat Dündar, halen dünyada yüzde 100 bitkisel dermokozmetik markası olmadığını söyledi. Dündar, sözlerine şöyle devam etti:
“Oysa insan doğal bir varlıktır ve biz bitkilerin iyileştirici gücüne inanıyoruz. Bugün Biota ürünlerinde 250’nin üzerinde farklı çeşitte bitki kullanıyoruz. Dünyada ürünlerinde en fazla bitki kullanan dermokozmetik şirketiyiz. Bitkilerden gelen mucizeye inanıyoruz. Rakiplere benzeyerek değil, rakiplerden üstün olduğumuz zaman sektöre liderlik yapılabileceğimize inanıyoruz.”
Bugün Rize’de Yeşil Vadi’de yetişen Anzer Kekiği’nin Türkiye endemiği olağanüstü bir bitki olduğunu ve hiçbir ülkede bulunmadığını vurgulayan Dündar, “Biz bu bitkiyi antiaging ürünlerimizde, ekstrelerde kullanıyoruz. Sürekli araştırma ile kimsenin yapmadığını yapıyoruz. Herkesin beyaz giydiği yerde biz siyah giyiyoruz; müthiş bir fark bu” şeklinde konuştu.
Şirketin en büyük yatırım Ar-Ge ve inovasyona…
Dündar, “Bizim işimiz, leke, sivilce, tüy dökücüler, saç dökülmesi, antiaging gibi dermokozmetik ürünler üretmektir. Bunun için arge’ye ve inovasyona sürekli olarak yatırım yapıyoruz. Arge’ye yaptığımız yatırımın tutarı yıllık 3 milyon Euro’dur ve şirketimizi bugünlere taşıyan lokomatif gücümüzdür” dedi. Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Duvar sarmaşığı bitkisi saçları uzatır. Bu ürünü tespit ettik ve ürettik. Bu bir inovasyondur. Bioxcin markamızın pazara yeni sunduğumuz yeni ürünü Quantum, 18 aminoasitten oluşan ve saça tutunan peptitler ile zenginleştirilmiş formülü ile saçın en hasarlı yüzeylerinde katman oluşturuyor, her bir teli tek tek onarıyor ve dökülmeyi engellerken ilk kullanımdan itibaren saçların daha kalın ve gür görünümlü olmasını sağlıyor. Bunun gibi onlarca ürün üzerinde çalışıyoruz. Biz rakiplerimizin yapmadığını yapıyoruz. Sorunları bitkiler çözer diyoruz.”
Son dönemde odaklandıkları üç inovasyon alanının; ayva çekirdeği, bıldırcın yumurtası ve termal sular olduğunu vurgulayan Dündar, “Ayva, ayvanın çekirdeği ve yapraklarını mix ettiğinizde, cilt problemlerini çözen, kırışıklıkları önleyen olağanüstü bir antiaging ürünü ortaya çıkıyor. Bıldırcın yumurtası, 8 adet yumurtaya eşit değerde protein ve mineraller içeriyor. Sivilce, leke giderme ve antiaging özellikleri var. Bu ürünü geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca iddia ediyorum ki, cilt güzelliği için dünyada hiçbir kozmetik ürünü, termal suyundan daha iyi olamaz. Termal suyu saç dökülmesini önleyen ürünümüz Bioxcin’de kullanacağız.”
Bugüne kadar 400’ün üzerinde, ürün geliştirdiklerine dikkati çeken Dündar, “Renkli kozmetikten çocuk ürünlerine, kırışıklıktan saç dökülmesini önleyen ürünlere, kadın-erkek vitaminlerine ve gıda takviyesine kadar geliştirdiğimiz bu ürünlerin her birisi, büyük birer projedir; yeni bir marka, yeni bir konsept oluşturuyoruz” dedi.
Hedef büyüttü
2013 yılından itibaren global operasyonlarını hızlandırdıklarını belirten Dündar, “ABD, Almanya, Polonya pazarlarında büyümeyi öngörüyoruz. Hedefimiz, 5 yıl sonra en az 4 markamızın, 10 yıl sonra ise tüm markalarımızın global olmasıdır” diye konuştu. Önümüzdeki 5 yılda, her yıl yüzde 25 büyümeyi öngördüklerini ifade eden Dündar, yüzde 100 bitkisel çözümler sunan yeni ürünler ile saç, cilt, çocuk-bebek, gıda takviyesi alanlarında uzmanlıklarını sürdüreceklerini, perakende markası Biota 59 Elements ile de Turquality üyesi bir şirket olarak, yurt içinde ve yurt dışında mağaza zincirlerini büyüteceklerini söyledi.
Dündar, sözlerine şöyle devam etti: “Eczane pazarındaki liderliğimizi sürdürmeyi, pazarın üstünde büyümeyi planlıyoruz. Anne-bebek ürünlerini gelecek vadeden kategori olarak değerlendiriyoruz. Bu kategoride ürün sayımızı artıracağız. Gıda takviyeleri alanı ise bitki uzmanlığımızı kullandığımız önemli bir kategori olarak devam edecek.”
Wal-Mart ile dev işbirliği
ABD’nin ünlü perakende zinciri Wal-Mart’ın 4 bin mağazasında Biota ürünlerinin satılmasını kapsayan işbirliğine gittiklerine işaret eden Cihat Dündar, “Ürünlerimizi beğendiler. İlk aşamada 1.000 Wal-Mart mağazasında ürünlerimiz satışa sunulacak. Görüşmelerimizi tamamladık, şimdi ilgili komisyonların kararını bekliyoruz. İnanıyorum ki bu işbirliğimiz, Biota ürünleri satış hacminde önemli sıçrama sağlayacak” dedi.
Güney Amerika’dan Rusya’ya, Suudi Arabistan’dan Avusturalya’ya kadar dünyada 40’ın üzerinde ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden Cihat Dündar, “ABD’de 30 bin noktadayız. Bu ülkede CVS eczane zincirine giren ilk Türk markasıyız. 2014 yılından bu yana ürünlerimiz yine ABD’de Wallgreens eczane zincirlerinde tüketicilerle buluşuyor. Bugün saç dökülmesini önleyen dermokozmetik ürünümüz Bioxcin, yüzde 11 payı ile ABD zincir pazarında lider bir üründür” şeklinde konuştu.
Cihat Dündar, yıllık kişisel bakım harcamalarının Türkiye’de AB ülkelerinin yaklaşık 1/4‘ü kadar olduğunu ve önümüzdeki 10 yılda bu alanda birçok yatırım, birleşme ile birlikte sektörde hızlı büyümenin devam edeceğine işaret etti. Dündar, sektörde çokuluslu yabancı firmaların pazarda büyük bir hakimiyeti olduğunu belirterek, bu yüksek rekabet ortamında, ‘farklılaşarak büyüme stratejisi’nin Biota’yı ayrıştırdığını ve güçlendirdiğini vurguladı. Dündar, Türkiye’ de saç bakım kategorisinin yüzde 12, cilt bakım kategorisinin ise yüzde 15 büyüdüğünü kaydetti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.