Firmalardan
Türkiye’de perakendeciler Coronavirus için ne yapmalı?
Perakendeciler müşterileri sağlıklı tutarken tedarik zincirini de sağlam hale getirebilirler.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyaya yayılan Covid-19 (Coronavirus) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı artarken ülke ekonomileri de sallanıyor. 2020 yılında dünyada ekonomik büyümenin salgın nedeniyle yüzde 1.5’e düşmesi bekleniyor. Artan seyahat yasakları da perakende sektöründe büyümenin çok daha fazla etkileneceğini gösteriyor. REM People Kurucu Ortağı ve CEO’su Bülent Peker, perakendecilerin dünya ve Türkiye’de iki önemli görevinin ‘müşterileri ve tedarik zincirini sağlıklı tutmak’ olduğunu söylüyor. REM People’a göre perakendede yapılması gerekenler şöyle:
Çalışanlar hastalık konusunda bilinçlendirilmeli. Hasta çalışanlar iyileşene kadar evlerinde kalmaya teşvik edilmeli. Çünkü Coronavirus’te belirtiler 14 gün sonra ortaya çıkıyor.
El dezenfektanı kullanılmalı: El dezenfektanı dağıtıcıları her mağazada kullanılabilir hale getirilmeli. Bu basit jest, bir halk sağlığı ürünüdür ve sadece perakende mağazasını gezerken müşterilerin rahat etmesine yardımcı olabilir.
Bilgilendirme tabelaları asılmalı: Dünya Sağlık Örgütü veya Sağlık Bakanlığı gibi kuruluşlardan gelen ücretsiz malzemelerden yararlanarak bilgilendirme tabelaları asılmalı.
Tedarik zinciri çeşitlendirilmeli: Çin merkezli tedarik zincirlerinin sonuçları, dünyanın her yerindeki işletmeler tarafından hissediliyor ve stok sorunları yaşanıyor. Perakendeciler tedarikçilerini çeşitlendirerek riski azaltarak stoklarını ve dolayısıyla satışlarını dengeleyebilir.
Online satışa yönlendirilmeli: Virüsün yayıldığı durumlarda mağazalar tüketicilerin bir kısmını online satışa yönlendirebilir. Sanal mağazaya özel kampanyalarla tüketicilerin sorun yaşamadan alışveriş yapması sağlanır.
Mağaza içi dezenfeksiyon yapılmalı: Mağaza içerisinde belirli aralıklarla insanların temas ettiği noktalarda dezenfeksiyon çalışmaları yapılmalı. Havalandırma sistemlerinin de çalışıyor durumda olması ve düzenli bakımlarının yapılması önemli.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.