Sosyal Medya Hesaplarımız

Firmalardan

Mobil tahsilat kolaylığı

Editör
Abone Ol:

Kredi kartından ödeme alamayan işletmeler için gelir artırma fırsatı.

Haziran 2019’da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi”ne ilişkin yayınladığı düzenlemeyle birlikte, EFT -POS cihazlarına oranla maliyet avantajı ve denetim kolaylığı sağlayacak mobil ödeme teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması hedefleniyor.

Cep telefonlarının bir yazılım sayesinde tahsilat noktasına dönüşeceği yöntem, bakkal ve marketten kafe zincirine, manavdan şarküteriye kadar bütün küçük ve orta ölçekli işletmelerin nakit yerine kredi veya banka kartıyla her tutardan ödemeyi kolaylıkla yapmasını sağlayacak hızlı ve güvenli bir yöntem sunuyor. Mobil ödeme sonrası fatura ise e-mail ya da SMS yoluyla cep telefonlarına iletilecek.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre Türkiye’de 1 milyon 635 bin aktif pos cihazı bulunuyor. Her ay kullanım bedeli ve banka komisyonu uygulanan pos cihazları, küçük ve orta ölçekli işletmeler için ciddi bir mali yük oluşturuyor. Bu maliyetin altına girmek istemeyen işletmeler ise kredi kartından ödeme alamadıkları için satış yapamıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın düzenlemesiyle cep telefonlarının EFT – POS alternatifi olarak kullanılabileceği yeni sistem, büyük bir tasarruf sağlarken kredi kartından ödeme alamayan işletmeler için gelir artırma fırsatı sunuyor. Özellikle 90 TL olan temassız şifresiz işlem limitinin 1 Ağustos 2019 itibariyle 120 TL’ye çıkarılması yasal altyapısı hazırlanan süreci de destekliyor. Bugün, Türkiye’de yüz yüze yapılan her 10 kredi kartı işleminden yaklaşık 1’i temassız olarak gerçekleştiriliyor.

Yeni düzenleme, işletmelere yalnızca tahsilatta kolaylık ve hız sağlamakla kalmayacak. Ayrıca e-arşiv/e-fatura üreten düşük maliyetli bu satış yönetim sistemlerinin hem satış belgesi üretir hem de tahsilatını yapar hale gelmesi bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Protel Pazarlama üst yöneticisi Kamil Özörnek, “İşletmeciler hem sipariş alan, hem satış yapan ve hem de tahsilat yapıp e-fatura gönderen bu küçük mobil cihazları tercih etmeye başlayacak. 2020’den itibaren mevcuttaki EFT-POS cihazlarının yerini zaman içerisinde yavaş yavaş mobil çözümlere bırakmasını bekliyoruz. İşletmenin satış operasyonunu hızlandırarak satış hacmini yükseltirken, tüketici tarafına kolay ve güvenli bir seçenek sunmasını bekliyoruz.” dedi.

Yeni yılla birlikte uygulamaya alınacak bu düzenleme, bankalar ve ödeme kaydedici cihaz üreten şirketleri de harekete geçirdi. Bankaların dahil olduğu ödeme süreci, mobil cihazları tahsilat noktasına çeviren donanım, uygulama ve e-fatura ile e-arşiv entegrasyonları dahil olmak üzere dört aşamadan oluşan Türkiye’nin ilk ürünü Protel tarafından geliştirildi. Hem bankalar ve hem de donanım üreticileriyle yoğun çalışmalar yürüttüklerini aktaran Kamil Özörnek, “Sektördeki 30 yıllık tecrübemizi ve inovasyon kasımızı hızla ürüne dönüştürdük. Donanım, yazılım, ödeme ve entegrasyonlar olmak üzere tüm süreci uçtan uca içeren bu çözümümüzü yakında piyasaya süreceğiz. Avrupa ülkelerinde özellikle de genç nüfusun %95’inin alışverişlerinde nakit kullanmadığını ve Türkiye’nin de aynı trend dahilinde hızla nakitsiz topluma doğru dönüştüğünü düşündüğümüzde ürettiğimiz çözümlerin KOBİ’lere ve ülke ekonomisine ciddi katkı sunacağına inanıyorum” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Firmalardan

Gökçelik, müşteri deneyimini yeniden tanımlıyor

Editör

Yazar:

Türkiye’nin önde gelen raf ve depo sistemleri üreticilerinden Gökçelik, dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir adım atarak Türkiye’nin ilk Yapay Zekâ (AI) destekli SAP Sales Cloud V2 projesini başarıyla devreye aldı. NTT DATA iş birliğiyle gerçekleştirilen proje, satış ve müşteri ilişkileri yönetiminde yapay zekâ gücünü merkeze alarak sektörde bir ilke imza attı. Yeni sistemle birlikte Gökçelik, müşteri ilişkilerini daha etkin yöneten, satış ve hizmet süreçlerini uçtan uca dijitalleştiren bütünleşik bir yapıya kavuştu. Yapay zeka destekli altyapı, satış, hizmet ve müşteri etkileşimlerini tek bir platformda toplayarak veriye dayalı karar alma gücünü ve operasyonel verimliliği en üst seviyeye taşıdı. Gökçelik’in dijitalleşme stratejisinin merkezinde yer alan bu proje, SAP Sales Cloud V2 sisteminin devreye alınmasıyla birlikte satış ekiplerinin performans takibi, teklif ve sipariş yönetimi ile müşteri memnuniyeti süreçlerinde yapay zekâ algoritmalarının gücünü kullanmaya başladı. Bu sayede müşteri davranışları daha öngörülebilir hale gelirken, Gökçelik veri temelli içgörülerle daha hızlı, isabetli ve stratejik kararlar alabiliyor.

“Bu proje kültürel bir dönüşüm”

Ekonomim’den Esra Özarfat’a konuşan Gökçelik Yönetim Kurulu Üyesi Burak Aras, dijital dönüşüm projelerinin kurum genelinde yarattığı etkiye değinerek, “Teknoloji yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu proje, yalnızca bir yazılım geçişi değil; kurumsal kültürümüzün dijitalleşmesinde önemli bir dönüm noktası. Hedefimiz, sürdürülebilir büyüme için verimlilik, izlenebilirlik ve müşteri memnuniyetinde sürekli gelişim sağlamak” dedi.

Devamını Oku

Firmalardan

Togo, Beta Ayakkabı ile birlikte büyüyecek

Editör

Yazar:

2017’de yönetim değişimiyle birlikte Togo; teknolojiyle güçlenen, veriye dayalı kararlar alan ve müşteri deneyimiyle büyüyen bir yapıya dönüştü. Markalaşma ve vizyoner büyüme yolculuğunda önemli bir adım atan Togo, sürdürülebilir perakende, marka ekosisteminde devamlılık ve yerli markanın yeniden canlanmasında katkı sağlamak anlayışıyla konkordato süreci sonrasında Beta Ayakkabı’nın marka haklarını 2020 yılı itibariyle alarak yerli markalar arasında stratejik bir yatırıma imza attı.

Bu yatırım ile Togo, Türkiye ayakkabı ve moda perakendesinde ölçek ekonomisini büyütmeyi, yerli markaların rekabet gücünü artırmayı ve üretim-tasarım entegrasyonunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Bu durum ile Togo, Türkiye ayakkabı ve moda perakendesinde ölçek ekonomisini büyütmeyi, yerli markaların rekabet gücünü artırmayı ve üretim-tasarım entegrasyonunu güçlendirmeyi daha da hedefliyor.

Togo CEO’su Ahmet Akkuş, markanın yenilenme felsefesini şöyle anlatıyor; “Togo bizim için sadece bir marka değil; geçmişle gelecek arasında bir köprü. 1937’den gelen bu mirası, bugünün tasarım diliyle ve teknolojisiyle yeniden anlatıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de ve dünyada ‘erişilebilir lüks’ kavramını Togo’nun dokunuşuyla tanımlamak.

Togo, global trendleri birebir almak yerine Türkiye’nin kültürel kodlarını dikkate alıyor.

Renk, form ve malzeme seçimlerinde yerel hislerle global çizgileri birleştiriyor. Bu yaklaşım, Togo’yu hem zamansız hem de yenilikçi kılıyor. Mağazalarda ve dijital platformlarda hedef, samimi, konforlu ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunmak.

E-ticaret ve fiziksel mağaza deneyimini birlikte yürüttüklerini söylen Akkuş; “Müşteri kanalı değil, deneyimi seçiyor. O nedenle metriklerimizi de birleşik okuyoruz: tek envanter görünürlüğü, tek fiyat politikası, tek sadakat puanı ve çapraz iade/değişim. E-ticarette hız, bulunurluk ve kolay iade öne çıkarken; mağazada danışmanlık ve anında teslimat fark yaratıyor. “Araştır-çevrimiçi, satın al-mağazada” ve tersi akışları destekleyen mimarimiz sayesinde kanallar artık rekabet etmiyor; birbirini besliyor. Ekiplerimizin rolü de dönüşüyor: ürün anlatıcısı ve stil danışmanı yaklaşımıyla, kanallar arasında müşterinin yanında yürüyen bir yapıyı benimsiyoruz” dedi.

Togo CEO’su Ahmet Akkuş, “Togo olarak 1937’den bu yana Türk ayakkabı sektörünün en köklü temsilcilerinden biriyiz. Zamanında herhangi bir bağımız bulunmayan Beta Ayakkabı’nın konkordato sürecine girmesinden sonra markayı yaşatmak, korumak ve büyütmek adına çeşitli yatırımlarla bünyemize katarak hem üretim kapasitemizi hem de perakende ağımızı büyüttük, büyütüyoruz. Bu yatırım, sadece markanın korunması, yaşatılması ve perakendenin sürdürülebilir geleceğine atılmış bir adımdır. Özellikle son 5 yıldır bu arzu ile hareket ediyoruz. Amacımız, Türkiye’den doğan markaların gücünü birleştirerek uluslararası rekabet gücünü artırmaktır Togo’nun hikâyesi geçmişe saygı, bugüne ilham, geleceğe yatırım hikâyesidir.” dedi.

Togo, 2025 yılında online satışlarını %55, toplam satışlarını ise %36 oranında artırdı.

2026 itibarıyla Rize, Osmaniye, Niğde ve Van mağazalarının açılışıyla 18 şehirde faaliyet gösterecek marka, üç yıl içinde 40 mağaza hedefine ulaşmayı planlıyor. Yeni dönemde Anadolu’daki potansiyel şehirlerde açılacak mağazalarla Togo’nun büyüme hikâyesi mağaza yatırımlarındaki %30 artış ile devam edecek.

Devamını Oku

Firmalardan

Karnaval, Türkiye podcast pazarının büyümesine liderlik ediyor

Editör

Yazar:

Küresel dijital ses pazarı son yıllarda hızla büyürken, Türkiye yüzde 215,1’lik oranla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Bu büyümenin en dinamik alanlarından biri ise podcast sektörü.

Türkiye’de podcast dinleme süresi günlük 45 dakikaya ulaştı. Podcast Index verilerine göre Türkiye’de 2025 itibariyle 20 binin üzerinde Türkçe podcast kanalı ve 400 binin üzerinde Türkçe podcast bölümü dinleyicilerle buluşuyor. Podcast dinleyici sayısı yalnızca 2024 yılında yüzde 26 arttı. Listen Notes verileri ile Podcast, Türkçe’yi dünyada en çok içerik üretilen 15. dil konumuna yükseltti. Radyo yayıncılığındaki köklü deneyimini dijital ses yayıncılığına taşıyan Karnaval, bu yükselişin en önemli aktörlerinden biri. Podcast, yalnızca bir eğlence biçimi değil; bilgiye erişimin, topluluk oluşturmanın ve markalarla bağ kurmanın güçlü bir dijital mecrasına dönüştü. Bu büyümenin merkezinde yer alan Karnaval, 2025 vizyonu doğrultusunda dinleyicilerini; içerik üreticilerini destekleyen ve markalara yenilikçi ses çözümleri sunan stratejisiyle Türkiye podcast pazarının büyümesine yön veriyor.

Radyoda yayıncılığındaki kalitemizi podcaste taşıyoruz

Türkiye’nin en kapsamlı podcast ağı olma hedefiyle yola çıktıklarını belirten Karnaval COO Ali Şahinbaş, “Radyo yayıncılığındaki güçlü mirasımızı ve geniş dijital erişim altyapımızı podcast alanında aynı kalite ve erişilebilirlikle sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda üreticiyle dinleyiciyi buluştururken ihtiyaçları gözetiyor, en uygun çözümleri hayata geçiriyoruz. Aralarında Yedik-İçtik (Deniz Alphan ve Hülya Ekşigil) – Bildiğin Kadarıyla (Erman Arıcasoy – Caner Dağlı), Anlatamadım (Ayşe Balıbey – Cem İşçiler) – Diyar Diyar Piksel (Canberk Balcı) gibi dikkat çekici projelerin yer aldığı 12 yeni orijinal podcastimizi yayın ağımıza ekledik. İç veya dış yapım fark etmeksizin ses reklamcılığındaki tecrübemiz sayesinde üreticileri doğru markalarla eşleştiriyor, geniş içerik havuzumuzla markaların hikâyesini en etkili şekilde anlatacak ve dinleyicilerle güçlü bir bağ kuracak podcastlerle buluşturuyoruz. 17 ayrı podcast başlığıyla 300’ün üzerinde podcast içeriklerimizi 2026 yılında da geliştirmeye ve yeni projeler eklemeye devam edeceğiz” dedi.

Gençler arasında en güçlü dijital mecra

Araştırmalar, podcast’in günlük yaşamın bir parçası olduğunu, dinleyici davranışlarında kalıcı bir yer edindiğini gösteriyor. Podcastler özellikle yürüyüşte (%29), çalışırken (%12), oyun oynarken (%8), toplu taşımada (%8) ve temizlik yaparken (%7) bizimle geliyor. Her üç dinleyiciden biri her gün, en az bir bölüm dinliyor. Gençlerde podcast tüketimi oldukça yoğun.  Buna göre 12-34 yaş grubunun yüzde 66’sı son bir ayda en az bir bölüm podcast dinlediğini belirtiyor. Bu veriler, podcast’in özellikle gençler arasında en güçlü dijital içerik kanallarından biri haline geldiğini ortaya koyuyor.

Podcast, niş değil artık ana akım bir mecra haline geldi. Podcast pazarı ise, yalnızca dinleyici davranışları açısından değil markalar için de güçlü bir fırsat alanı oluşturuyor. Araştırmalar, podcast reklamlarının yüksek dönüşüm oranlarını ortaya koyuyor. Dinleyicilerin yüzde 78’i yayında duyduğu ürünleri araştırıyor, yüzde 57’si de o ürünü gerçekten satın alıyor. Bu tablo, podcast’in pazarlama, eğitim, topluluk oluşturma ve marka bilinirliği için artık vazgeçilmez bir mecra haline geldiğini gösteriyor.

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER